Genel

Dört ilaçtan biri yok!

Son zamanlarda hiç aradığınız ilaçları eczanelerde bulamadığınız oldu mu?

Benim oldu. Son bir haftada en az 7-8 eczaneye gittiğim ama hepsinden olumsuz yanıt aldığım oldu. Üstelik aralarında kronik hastalıklarda kullanılan ilaçlar da var.

Eczacılara bu ilaçları niye bulunmadığını sorduğumda hep aynı yanıtı alıyorum:

“Bu ay kur güncellemesi olacak. O nedenle bekletip eczanelere vermiyorlar.”

O ne demek?

Yani ellerinde ilaç var ve kur güncellenecek, fiyatlar artacak diye firmalar ilaçları eczanelere vermiyor mu?

***

İlaç temininde bu kadar çok sorun yaşayınca yukarıdaki soruyu uzmanına sorma ihtiyacı duydum.

Ankara Eczacı Odası Başkanı Uzman Eczacı Cem Abbasoğlu işin bütün detaylarını anlattı.

Öncelikle şu bilgiyi paylaşayım:

Türkiye’de ilaç fiyatları 14 Şubat 2004 tarihli İlaç Fiyat Kararnamesi ile belirleniyormuş.

Kararnameye göre ilaç fiyatları sabit bir euro kuru üzerinden hesaplanıyormuş. Şu anki sabit kur ise 21 lira 67 kuruşmuş.

Oysa serbest piyasada 1 euro 49 lirayı buluyor.

Arada 28 lira fark var. Bu fark da ilaç ithalatını zorlaştırıyormuş.

***

Geçen yıl yeni kur ekim ayında açıklanmış. Bu ay da bir güncelleme beklentisi var. Haliyle de ithalatçı firmalar, kur güncellemesi beklediğinden sevkiyatlarını durdurmuş. Daha önce getirilmiş ilaçları ise depolarda bekletiyorlar. Kur güncellemesi yapıldıktan sonra fiyatlar yeni kura göre hesaplanacak ve piyasaya sürülecekmiş.

Söz konusu firmalar bu iddiayı yalanlamak isteyebilir. Ancak, Cem Abbasoğlu’nun paylaştığı şu bilgi, gerçeği ortaya koyuyor:

“Henüz geçen haftaya kadar ecza depolarında bulunan birçok ilaca artık ulaşılamıyor. Özellikle kronik hastalıkların tedavisinde kullanılan ithal ilaçlarda ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Vatandaşlar eczane eczane dolaşarak ilaç aramak zorunda kalıyor. Elimizdeki verilere göre, ilaç yokluk oranı son haftalarda %8’den %23’e yükselmiş durumda. BU, HER DÖRT İLAÇTAN BİRİNİN PİYASADA BULUNMADIĞI ANLAMINA GELİYOR. Hayati öneme sahip ilaçların erişilemez hale gelmesi, doğrudan halk sağlığını tehdit ediyor.”

***

Bu bilgiyi aldıktan sonra insan sormadan edemiyor:

İnsan sağlığıyla oynayan bu sistemin sorumlusu kim?

Firmalara sorsanız, kötüleşen ekonomik koşulların, yüksek enflasyonun, hammadde fiyatlarındaki artışın, enerji ve ambalaj maliyetlerinin artmasının, ilaç üretim ve tedarik süreçlerini olumsuz etkilediğini söyleyecektir.

Buna yabancı firmaların kur farkı ve yüksek maliyetleri bahane ederek Türkiye’ye ilaç sevkiyatlarını kısıtlamasını da ekleyebilirsiniz.

Bir de yabancı firmaların ülkemizde uygulanan ilaç politikalarını gerekçe göstererek geliştirdikleri yeni nesil ilaçların çoğunu ülkemize göndermediği gerçeği var.

Abbasoğlu’na göre bu durum, yani modern tedavi yöntemlerinin Türkiye’deki hastaların erişimine sunulmaması yurttaşların tedavi olma hakkının alınması anlamına geliyor.

***

Peki bu sorun hiç çözülmeyecek mi?

Ya da çözülmesi için ne yapmak gerekiyor. Abbasoğlu şu yanıtı verdi:

“İlaç yokluğu sorununu aşmak için hem kısa vadeli çözümler hem de uzun vadeli yapısal reformlar gereklidir. İlaç fiyat güncellemeleri yılda sadece bir kez değil, en az 3-4 kez yapılmalı; kur güncellemeleri öngörülebilir bir takvime bağlanmalı, firmaların keyfi sevkiyat durdurmalarına karşı daha sıkı denetim uygulanmalıdır. Uzun vadede ise yerli ilaç sanayisi güçlendirilmeli, dışa bağımlılık azaltılmalı, yeni ilaç moleküllerine yatırım yapılmalı, yerli Ar-Ge teşvik edilmeli, hammadde üretimi ve ambalaj gibi temel bileşenlerde yurtiçi kapasite oluşturulmalıdır. İlaç sektörü stratejik sektör ilan edilerek bir devlet politikası haline getirilmelidir.”

***

İlaç sorduğum eczacılar, hele beni gazeteci olarak bilip tanıyorlarsa, büyük bir mahcubiyet yaşıyordu.

Abbasoğlu da birinci basamak sağlık hizmeti sunucuları olarak hastaların reçetelerini karşılayamadıklarında büyük bir üzüntü ve çaresizlik yaşadıklarına dikkat çekiyor.

Çok merak ediyorum, aynı mahcubiyeti, üzüntüyü bu çarpık sistemin mimarı olan Sağlık Bakanlığı yetkilileri de duyuyor mu?

Yazımı bu konudaki karar vericilere şunu hatırlatarak bitirmek isterim:

Bizim sağlığımız sizin tasarruf kalemi olarak görebileceğiniz bir alan değil.

Yaşadığımız ilaç yokluğu, sağlığımızda ciddi kronik sorunların ortaya çıkmasına, var olan sorunların da artmasına neden oluyor.

Parayı değil bizim sağlığımızı öne çıkaran, sürdürülebilir, öngörülebilir bir ilaç politikası üretip uygulayınız.

Uygulayamıyorsanız da o koltuklarda oturmayınız!

Kaynak- https://www.nefes.com.tr/yazarlar/deniz-zeyrek/dort-ilactan-biri-yok-69634?fbclid=IwdGRzaANV00pjbGNrA1XTPGV4dG4DYWVtAjExAAEeL23qFKNxuC4QtmKLBOP4qO26gdfR4